Hayatında hiç ticaret yapmamış, hiçbir mesleği olmayan meşhur kuzenler son günlerde isyanlardalar. Bu meşhur kuzenlerin tek mesleği var, oda siyaset yapmak. Her biri farklı partilerde konuşlanmış bu meşhur kuzenler mahkemede duruşmada hakimin mesleğiniz nedir ? sorusuna “belediye başkan adayı” diyecek kadar kendisini siyasete kaptırmış, siyaseti geçim kapısı gören zavallı bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Geçtiğimiz hafta Kemer’de siyaset bir hayli hızlandı. Aktörler yine bildik şahıslar. Gül ve Minta… Elinden maması alınmış çocuk gibi feryadı figan eden muhteşem kuzenler yine sahne aldılar. Belediye başkanlığı elinden gitmiş Mustafa Gül ve Kemerspor’u siyasi rant kapısına çevirmiş Minta. Ortaya atılan iddialar öyle böyle yenilir yutulur cinsten değil. Belediye başkanlığı döneminde Mustafa Gül’ün belediye imkanlarını nasıl kullandığını bilmeyen yoktur. Hatta düğününü bile belediye imkanlarını seferber ederek nasıl yaptığını dün gibi hatırlarız. Konserler, eğlenceler, harcamalar, yolsuzluklar, bunları geçmişte defaatle gündeme getirmiştik. Bugün asıl konumuz Neşe Aytugan’ın Mustafa Gül ile evlendikten sonra 5 yıl içinde edindiği dudak uçuklatan milyonluk mal varlığı ile alakalı. Neşe Aytugan evlenmeden önce Antalya Lara bölgesinde cafelerde kahve ısmarlatacak arkadaş arar durumdayken 2015 yılında yapılan düğünden sonra Antalya’nın tanınmış gayrimenkul zenginleri arasına girmesinin sırrını çözebilmiş değiliz. Muratpaşa, Konyaaltı, Döşemealtı, Kemer aslanbucak ve özellikle Kemer Kuzdere’de geçtiğimiz hafta yıkımı gerçekleştirilen 5 milyon lirayı bulan malikaneyi nasıl aldığını inanın merak ediyorum. Neşe Aytugan kısa bir süre özel bir şirkette hosteslik yapmış bir bayandır. Muratpaşa ve Konyaaltında milyonluk gayrimenkulleri 5 yıl gibi kısa bir sürede hangi ticari zeka ile edindiğinin sırrını bizde öğrenmek isteriz. Nereden bulduğunu sorabilecek bir Cumhuriyet Savcısı olursa ada parselleri ile mahkemeye sunmaya hazırız. Yine meşhur bizim İsmail’e gelince inanın ben artık bunları yazmaktan utanıyorum, fakat bizim İsmail adeta utanma duyusunu kaybetmiş gibi davranıyor. Bizim İsmail’i yaptığı canlı yayından takip ettim. Meydanı boş bulmuş salladıkça sallıyor. Bizim İsmail geçtiğimiz yıllarda Kemer’de “ismail’i gördün mü” şifreli konuşmalar  ile gündem olmuştu. İmar müdiresi abla ile belediyede işi olanlar bu soru ile sıkça karşılaştıkları kulislerde hep konuşuldu. Kemerspor için garibim pazarcı esnafından toplanan paraların hesabını çıkıp vermeden kulübü bizim kürt Ahmet’e bırakıp kaçtılar. Garibim Ahmet Öncelik basın toplantıları yaptı. Kulübe sahip çıkın diye yalvardı yakardı fakat kimse oralı olmadı. Klübün içini boşaltıp, borcu yoktur diyerek Ahmet Öncelik’e deyim yerindeyse kakalayıp kaçtılar. Kemerspor başkanı Ahmet Öncelik ligde kalabilmek için son maça kadar verdiği mücadeleyi hepimiz biliyoruz. Bu konuyu önümüzdeki günlerde ayrıca gündeme taşıyacağız. Şimdi asıl mesele bizim meşhur kuzenlere gelelim. Gül ve İ. Selami Minta bu millete önce hesap vermeliler. Sağa sola sallayıp mağdur edebiyatı yapmak yerine, öncelikle iddia edilen Kemerspor’un 1 milyon lirası nereye gitti bunun hesabını çıkın bu millete verin. Milyon dolarlık gayrimenkulleri hangi ticaret  ile elde ettiniz lütfen çıkıp parmak sallaya sallaya açıklayın… Raydan çıkmış tramvay gibi suçluluk psikolojinizi bastırmak için millete parmak sallamayı bırakın. Önce Kemer halkına hesap verin.