Büyüksehir
asb

GÜNÜMÜZÜN MUHACİRLERİ SAADET'İ ARIYOR

SİYASET 21.06.2021 - 21:58, Güncelleme: 08.12.2023 - 04:21 2599+ kez okundu.
 

GÜNÜMÜZÜN MUHACİRLERİ SAADET'İ ARIYOR

Saadet Partisi Antalya Sosyal İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Nuri Hacıalioğulları Dünya Mülteciler Günü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hacıalioğulları, “İçinde bulunduğumuz asrı mülteciler asrı olarak isimlendirsek zannediyorum yanlış yapmış olmayız” dedi.

Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Hacıalioğulları, terim olarak mülteci kavramı; dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan kişi olarak ifade edilse de geniş manada bakıldığında açlık, yokluk, kıtlık, iş, aş, eğitim ve sair amaçlarla gerek ülke değiştirmek gerekse ülkesi içinde şehir değiştirmek mecburiyetinde kalan herkes mülteci olarak ifade edilir diye konuştu. Dünyada 82 milyon 400 bin insan ülkesini değiştirmek mecburiyetinde kalarak mülteci konumunda olduğunu belirten Hacıalioğulları, “ülkemiz ise bu mültecilerin yaklaşık olarak 4 milyonuna ev sahipliği yaparak en çok mülteciyi himaye eden ülke konumundadır. Yani yeryüzünde mülteci olarak bulunan her 100 kişiden yaklaşık olarak 5’i ülkemizdedir ve yine bu rakamın da ülke nüfusumuzun yaklaşık olarak yüzde 5’ine tekabül etmektedir” dedi. Saadet Partisi olarak mülteciliğin bir neden değil sonuç olduğunun farkında olduklarını ifade eden Hacıalioğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her yıl ülkemiz de olumsuz koşullar nedeniyle gerek iş gücü, gerekse beyin göçü olarak pek çok insanını başka ülkelere kaybetmektedir. Geleceğimizin teminatı olan 18-29 yaş arası gençlerimizin 76’sı başka ülkelere iltica etmek istediğini belirtiyor. Eskiden beyin göçü üniversite düzeyinde başlarken şimdilerde liseyi başka ülkelerde okumak isteyen genç sayısı her yıl katlanarak artmakta ve giden ve gidecek olan gençlerimizin tamamına yakını kısa ve orta vadede geri dönmek istemediğini belirtmektedir. Mülteci denildiği zaman hep ülkemize sığınanlar bahsedilir ama hiç ülkemizden gidenler gündeme getirilmez diyerek asıl irdelenmesi gereken noktaya değindi” Son söz olarak; birilerine abartılı bir söylem gibi gelse dünya üzerinde ata topraklarını terk eden bir tek insanoğlu varsa bu kesinlikle emperyalizmin, vahşi kapitalizmin ve Siyonizm’in dünyada kurduğu düzen sebebiyledir diyen Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Hacıalioğulları, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu sebepledir ki biz, önce yaşanabilir bir Türkiye, ardından yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünya söylemimizi adeta bayraklaştırmış ve ehemmiyetinin anlaşılabilmesi için her ortamda dile getirmekteyiz. Yaşanabilir Türkiye diyoruz çünkü yukarıda da ifade ettiğimiz üzere gençlerimizin çoğunluğu ve pek çok vatandaşımız ülkemizde yaşanabilir bir ortam olduğunu düşünmüyor. Yeniden büyük Türkiye dememizin sebebi ise tarihimizde olduğu gibi bugün de büyük bir devlet olacak her türlü donanıma sahip olduğumuzun bilincinde olmamızdandır.  Yeraltı yer üstü kaynaklarımız, coğrafyamız, insan varlığımız, inancımız bizim en büyük hazinelerimiz ve büyük Türkiye olabilmemiz için gereksinimlerimizdir. Tabi ki bu iki hedefi gerçekleştirmek yetmez son olarak zulme ve sömürüye dayalı bu dünya düzenini yıkıp yerine adil bir düzen kurarak tüm insanların ata topraklarında karınlarının doyduğu can, mal, ırz, namus ve akıl sağlıklarının garanti altında olduğu bir sisteme geçeceğiz. Unutulmamalıdır ki; dünyada yaşanan tüm sıkıntılar yoksulların değil zenginlerin doymamasındandır”    
Saadet Partisi Antalya Sosyal İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Nuri Hacıalioğulları Dünya Mülteciler Günü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hacıalioğulları, “İçinde bulunduğumuz asrı mülteciler asrı olarak isimlendirsek zannediyorum yanlış yapmış olmayız” dedi.

Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Hacıalioğulları, terim olarak mülteci kavramı; dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan kişi olarak ifade edilse de geniş manada bakıldığında açlık, yokluk, kıtlık, iş, aş, eğitim ve sair amaçlarla gerek ülke değiştirmek gerekse ülkesi içinde şehir değiştirmek mecburiyetinde kalan herkes mülteci olarak ifade edilir diye konuştu.

Dünyada 82 milyon 400 bin insan ülkesini değiştirmek mecburiyetinde kalarak mülteci konumunda olduğunu belirten Hacıalioğulları, “ülkemiz ise bu mültecilerin yaklaşık olarak 4 milyonuna ev sahipliği yaparak en çok mülteciyi himaye eden ülke konumundadır. Yani yeryüzünde mülteci olarak bulunan her 100 kişiden yaklaşık olarak 5’i ülkemizdedir ve yine bu rakamın da ülke nüfusumuzun yaklaşık olarak yüzde 5’ine tekabül etmektedir” dedi.

Saadet Partisi olarak mülteciliğin bir neden değil sonuç olduğunun farkında olduklarını ifade eden Hacıalioğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her yıl ülkemiz de olumsuz koşullar nedeniyle gerek iş gücü, gerekse beyin göçü olarak pek çok insanını başka ülkelere kaybetmektedir. Geleceğimizin teminatı olan 18-29 yaş arası gençlerimizin 76’sı başka ülkelere iltica etmek istediğini belirtiyor. Eskiden beyin göçü üniversite düzeyinde başlarken şimdilerde liseyi başka ülkelerde okumak isteyen genç sayısı her yıl katlanarak artmakta ve giden ve gidecek olan gençlerimizin tamamına yakını kısa ve orta vadede geri dönmek istemediğini belirtmektedir. Mülteci denildiği zaman hep ülkemize sığınanlar bahsedilir ama hiç ülkemizden gidenler gündeme getirilmez diyerek asıl irdelenmesi gereken noktaya değindi”

Son söz olarak; birilerine abartılı bir söylem gibi gelse dünya üzerinde ata topraklarını terk eden bir tek insanoğlu varsa bu kesinlikle emperyalizmin, vahşi kapitalizmin ve Siyonizm’in dünyada kurduğu düzen sebebiyledir diyen Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Hacıalioğulları, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu sebepledir ki biz, önce yaşanabilir bir Türkiye, ardından yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünya söylemimizi adeta bayraklaştırmış ve ehemmiyetinin anlaşılabilmesi için her ortamda dile getirmekteyiz. Yaşanabilir Türkiye diyoruz çünkü yukarıda da ifade ettiğimiz üzere gençlerimizin çoğunluğu ve pek çok vatandaşımız ülkemizde yaşanabilir bir ortam olduğunu düşünmüyor. Yeniden büyük Türkiye dememizin sebebi ise tarihimizde olduğu gibi bugün de büyük bir devlet olacak her türlü donanıma sahip olduğumuzun bilincinde olmamızdandır.  Yeraltı yer üstü kaynaklarımız, coğrafyamız, insan varlığımız, inancımız bizim en büyük hazinelerimiz ve büyük Türkiye olabilmemiz için gereksinimlerimizdir. Tabi ki bu iki hedefi gerçekleştirmek yetmez son olarak zulme ve sömürüye dayalı bu dünya düzenini yıkıp yerine adil bir düzen kurarak tüm insanların ata topraklarında karınlarının doyduğu can, mal, ırz, namus ve akıl sağlıklarının garanti altında olduğu bir sisteme geçeceğiz. Unutulmamalıdır ki; dünyada yaşanan tüm sıkıntılar yoksulların değil zenginlerin doymamasındandır”

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteakdeniz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.