BÜROKRASİ, KİMİSİ BAYRAMLIK KİMİSİ KOLTUK HAZIRLIĞINDA

Ağustos Ayı’nın Türk tarihi için ne derece önemli olduğunu anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Hani hep denirya bidiğin gibi değil.. İşte bu yılkı Ağustos için de aynı şey söyleniyor... Bildiğin gibi değil..Bu YAŞ toplantısı çok yaş.. Çünkü kurunun yanında yanacak çok yaş var..Nereden mi biliyorum, terziye yeni elbise ölçüsü verenden tutunda kalıbına göre koltuk sipariş etmeye kadar.. Bunları ben yapmıyorum ki..  Bildiğiniz gibi tüm dünyada yangın var.. Nasa'nın görüntülerine bakıp bu ne dünya kardeşim yanan yanana demek ancak kendinizi rahatlatıryor.   Ama etrafınıza bir bakın bizdeki yangın bambaşka... Hem ormanlarımız, evlerimiz, bağlarımız , bahçelerimiz yanıyor..  hem de yüreğimiz.. Hem yanana yanıyoruz, Hem de yanılana yanıyoruz.. Hem hainlerimizin çokluğuna yanıyoruz, hem de milletimizin cansiperane yardımlaşmasına yanıyoruz..Vatandaşımızdan bazısı yangına su taşırken yanıyor, bazısı köpeklerini kurtarmak için yanıyor, bazısı yangınzedlere yardım için yanıyor.. yanıyor.. yanıyor.. Bu manzaraya bakıp da dumanı tütmeden yananımız da var. Bazı bürokratlarımız... Bazısı daha fazla yakamadığı için yanıyor, bazısı daha fazla çalamadığı için..  Bazısı koltuğu yanacağı için yanıyor, bazısı hayallerinin ve umutlarının köküne incir dikileceği için, bazısı mükerrer sayı nöbetinde yanıyor, bazısı vatan nöbetinde yanıyor.... Bazısını ise almış bir koltuk telaşı...o da evine getir-götür telaşında yanıyor..   Malumunuz 30 Ağustos Zafer Bayramı.. Bayram kıyafetleri çocukluk günlerimizden beri biliriz ki çok önemlidir.  Bayram kıyafetleri ile sabahlamayan kaç kişimiz var. İşte bu 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın çocukları da şimdiden kıyafet ve koltuk telaşıyla yanıyorlar.. Kimi makam hayaliyle yanıyor, kimi bakan hayaliyle yanıyor.. kimi devlete bakarak yanıyor, kimi makama bakarak yanıyor... Ama bütün bunlara rağmen yanmayan ve yanmayacak olan birİ var.. Neden mi? O zaten yanmış yanacağı kadar, yanacak bir tarafı kalmadığından gaz haline gelmiş.. Ne yandığını gören var.. ne de kendini.. Beni soruyorsunuz farkındayım, ben ise dilinde  bir belik hava çekerek, Zıypıncağın başından -yalın ayak başı kabak- Bobin tepesine doğru yol almak istiyorum... Ne yangını göresim var ne de yananları.. Gözyaşı tarlasında yonca yetiştirmeye başladım başlayalı halim pür melal.. tarifi imkansız yangınların içindeyim zaten.. Cümlenize yangınsız günler temennisiyle..