‘Zaman’a gömülen Atlasjet uçağının sahibi bakın kim çıktı?

GÜNDEM 25.05.2020 - 16:12, Güncelleme: 08.12.2023 - 04:21 2177+ kez okundu.
 

‘Zaman’a gömülen Atlasjet uçağının sahibi bakın kim çıktı?

Nükleer enerji projesinin mimarlarını taşıyan uçağın 13 yıl önce Isparta’da düşüp bilim adamlarının ‘öldüğü yada öldürüldüğü’ ile ilgili dava, kazanın üzerindeki sır perdesi aralanmadan 30 Kasım 2019’da zaman aşımına uğramıştı. Bilim adamları ile birlikte 57 kişinin faailleri bulunamazken, Atlasjet’in o dönem Yönetim Kurulu Başkanının şimdiki Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi Ali Murat Ersoy’ın olması dikkat çekiyor.

Toryumdan nükleer enerji elde etme bilgisine ulaştığı bilinen Prof. Dr. Engin Arık’ın 30 Kasım 2007’de Isparta’da düşen yada düşürüldüğü iddia edilen Atlasjet uçağında altı bilim adamı ile birlikte hayatını kaybetmesi ile gündemden düşmeyen ve 30 Kasım 2019 tarihinde zaman aşımına uğrayan dava ile ilgili gün yüzüne çıkan bilgiler kafaları karıştırmaya devam ediyor. İstanbul-Isparta seferini yaparken 30 Kasım 2007’de düşen yolcu uçağına yönelik şüphe ve iddialar 12 yıldır devam etti. Atlas Jet’in, İstanbul-Isparta seferini yapan World Focus’tan (Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı A.Ş) kiraladığı yolcu uçağı, Süleyman Demirel Havalimanı’na inişe geçtiğinde sırada Keçiborlu Türbetepe’de düşmüş, kazada 7 bilim adamı ile birlikte 57 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye’nin enerji devi olmasını sağlayacak toryumdan nükleer enerji projesinin mimarları, Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan’ın kazada yaşamlarını kaybetmiş olmasının yanı sıra Arık’ın asistanı Yrd. Doç. Bilge Demirköz’ün kayak yaparken kimliği belirsiz bir kişinin çarpması ile ağır yaralanması da olayların tesadüf olmadığını gözler önüne seriyor. BU KAZA FETÖ ESERİ Mİ? Türkiye nin yetiştirdiği en önemli bilim adamları ya ölüyor veya kaza geçiriyordu. Uçak kazası daha önce FETÖ’nün Isparta yapılanmasıyla ilgili hazırlanan iddianamede de geçmişti. Cep telefonundaki yaklaşık 5 dakika süren ses kaydına göre, FETÖ iltisaklısı olduğu öne sürülen Muammer Görgeç ile kimlikleri ‘ne hikmetse’ tespit edilemeyen iki kişinin Isparta’daki uçak kazasıyla ilgili konuştuğu ortaya çıkmıştı. Şüphelilerin Görgeç’e “Uçağı İsrailliler düşürdü. Ölen akademisyenler toryum üzerinde çalışıyordu. Çalışmalarda görev alan bir akademisyen uçakta yoktu. O akademisyeni bulup toryum bölgelerini tespit edelim” konuşması geçtiği ileri sürülüyor. Peki uçakta olmayan akademisyen kimdi? Arık’ın asistanı olarak bilinen Yrd. Doç. Bilge Demirköz müydü? DOSYA RAFA KALKTI Davanın ardından 12 yıl geçmesinin ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir kısım sanık için onama, bir kısmı için bozma kararı vermişti. Fakat olay tarihinden itibaren suçlarda zaman aşımı 12 yıl olduğu için kazanın üzerindeki sır perdesi kalkmadan, Türkiye için önemli yere sahip akademisyenlerin hayatına mal olan kaza dosyası rafa kalktı. PEKİ NEYDİ BU TORYUM? Kazada hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık ve onunla birlikte sır olan toryum projesi ile ilgili konuşan eşi Metin Arık, Türkiye’nin toryum yataklarını bildiği için değil, toryumdan nükleer enerji elde etme bilgisine ulaştığı için bilim adamlarının kurban seçildiğini öne sürmüştü. İşte Metin Arık’ın açıklamaları: “Rahmetli Engin, toryumdan nükleer enerji üretimine kafayı takmış durumdaydı. ABD ve İsrail, Türkiye’nin nükleer güç olmasını istemedi. Toryumun yüksek enerji hızlandırıcısı ile uranyum 233’e dönüştürülmesi üzerinde çalışıyordu. CERN’de yapılan deneylerde sistemin prensiplerini anlamıştı. Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi 2006 yılında bunun üzerine hayata geçmişti. Toryumu yakmak için proton hızlandırıcı gerekir. Eşim, proton hızlandırıcının yapılmasına öncülük edecek bilgiye sahipti. Projenin durdurulmasını isteyen bir el harekete geçti. Uluslararası Danışma Kurulu’nda yer alan bazı Türkler proton hızlandırıcı projesine karşı geldiğinden söz konusu proje kadük kaldı. Uluslararası Danışma Komitesi’nde, ABD’de görev yapanlar, isimler varsa görev yerleri, bağlantıları araştırılmalı. Proton hızlandırıcısından vazgeçtiğinizde toryumdan nükleer reaktör yapmaktan vazgeçmişsiniz demektir. Bana göre Engin ve bilim insanları en az dikkat çekecek şekilde ölüme gönderildi. Düşmeye hazır, arızalı bir uçakla sabotaj gerçekleştirildi. Sözlerim komplo gelebilir ancak karanlık noktalar aydınlatılmadıkça şüpheler devam edecek. Bugün Türkiye’deki pek çok nadir metalleri ayrıştıran işletmelerin bir köşesinde birikmiş toryum bulabilirsiniz. Piyasada toryum bulmak zahmetli bir iş değil. Toryumu, nükleer reaktör için kullanmanıza izin vermezler. Teknoloji olmadan toryumun hiçbir anlamı yok. Kritik olan bu elementi, Uranyum 233 haline dönüştürmeniz. Engin, bunun nasıl yapılacağını, yani sırrı bilen tek Türk vatandaşıydı.” GELELİM BUGÜNE… 28 Şubat sürecinde sahte şeyh olarak ülke gündemini işgal eden Ali Kankancı’nın eski eşi Emire Ersoy Kalkancı’nın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi olduğunu geçtiğimiz günlerde GazeteAkdeniz.com.tr  'de yayınlamıştık. Bakan Ersoy’un 2004 yılında ikiz kardeşi ile birlikte alıp yönettiği Atlasjet uçağının büyük bir projeye imza atabilecek bilim adamlarının ölümüne neden olduğu iddialarını yeniden gündeme getirdi. Kazada düşen 1994 yılında üretilen McDonnell Douglas MD-83 tipi uçağın Atlasjet tarafından 20 Mayıs 2005'te kendi filosuna katılan uçak, bir dönem Türk Hava Yolları'na da kiralandı. 29 Temmuz 2007'de uçuş ekibiyle birlikte kiralanmıştı. ERSOY DÜN SUSTU, 7 YIL SONRA KONUŞTU 30 Kasım 2007’de 57 kişinin öldüğü uçak kazasıyla ilgili 2014’te yapılan 26’ncı duruşmada, tutuksuz olarak yargılanan Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Ersoy ifadesinde, "Bu uçağın yere yaklaşım cihazı kazadan 15 gün önce arızalanmış. Tüm pilotlar bunu bilerek uçmuşlar. O nedenle hem merhum pilotlar, hem de hayatta olan diğer pilotlar ile Word Focus’un ilgili yönetim kademesiyle teknisyenleri, bilinçli taksir suçunu işlemişlerdir" diyerek tepki çekmişti. Uçak kazasında ölenlerin avukatlığını yapan Şehnaz Doğan Yüzer, "Bizim 7 yıldır söylediğimizi şimdi Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı söylüyor. Bu kazada bizden sürekli bilgi ve belge gizlendi. Burada olayların üzeri örtülmeye çalışıldı. Bugün ilk kez Atlasjet Başkanı konuştu. Bugüne kadar susup şimdi niye konuştu diye soruyorsunuz. Açıkça söyleyebilirim ki mahkeme bilinçli taksirden yargılama yolunu açınca, bu tür ifadeler ortaya çıkmaya başladı. Bütün yanlışlıklar eksiklikler yavaş yavaş ortaya çıkacak" dediği davanın zaman aşımına uğramasına rağmen, konunun gündemden düşmemesi manidar. KİMLER YARGILANDI? Uçak kazası davasında dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, kaza tarihinde genel müdür yardımcısı olan Oktay Erdağı, World Focus Havayolları Genel Müdürü Aydın Kızıltan, firma çalışanları Yavuz Yaşar, İsmail Taşdelen, Fikri Zafer Dinçer, Faruk Çağımnı, Şahin Tufan, Necati Küçük, Sinan Sevinç, Fevzi Yavuz ve Reşat Atalay ile Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ali Ersoy, firma yöneticileri Tuncay Doğaner, Mehmet Şerif Erbilgin, Yavuz Çizmeci, Zeynel Gündoğ ve kazanın olduğu tarihte havalimanında hava trafik kontrolörü olarak görev yapan Hilmi Tülemen, sanık olarak ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçundan 2 ila 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılandı. Yargılananların içerisinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ikiz kardeşinin olup, kendisinin olmaması da dikkat çekiyor. ‘RÜŞVET’ İLE GÜNDEME GELMİŞTİ Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AKP’li Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan’a yönelttiği ‘rüşvet’ suçlaması ile gündeme gelip, uzun süre ülke gündemini meşgul etmişti. Şu ana kadar bahsi geçen rüşvet ile alakalı ne AKP İl Başkanlığı, ne AKP’li Antalya Milletvekilleri ne de Genel merkezden herhangi bir açıklama yapılmadı. Öte yandan sahte şeyhin kayınçosu olduğu ortaya çıkan Bakan Ersoy’un Atlasjet ile, Atlasjet’in de Nükleer enerji projesinin mimarları olan 7 bilim adamının ölümüyle sonuçlanan kazada adının geçmesi şimdiden kamuoyunu rahatsız etmeye başladı. Araştırma ve Haber : Mehmet AKYOL
Nükleer enerji projesinin mimarlarını taşıyan uçağın 13 yıl önce Isparta’da düşüp bilim adamlarının ‘öldüğü yada öldürüldüğü’ ile ilgili dava, kazanın üzerindeki sır perdesi aralanmadan 30 Kasım 2019’da zaman aşımına uğramıştı. Bilim adamları ile birlikte 57 kişinin faailleri bulunamazken, Atlasjet’in o dönem Yönetim Kurulu Başkanının şimdiki Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi Ali Murat Ersoy’ın olması dikkat çekiyor.

Toryumdan nükleer enerji elde etme bilgisine ulaştığı bilinen Prof. Dr. Engin Arık’ın 30 Kasım 2007’de Isparta’da düşen yada düşürüldüğü iddia edilen Atlasjet uçağında altı bilim adamı ile birlikte hayatını kaybetmesi ile gündemden düşmeyen ve 30 Kasım 2019 tarihinde zaman aşımına uğrayan dava ile ilgili gün yüzüne çıkan bilgiler kafaları karıştırmaya devam ediyor.

İstanbul-Isparta seferini yaparken 30 Kasım 2007’de düşen yolcu uçağına yönelik şüphe ve iddialar 12 yıldır devam etti. Atlas Jet’in, İstanbul-Isparta seferini yapan World Focus’tan (Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı A.Ş) kiraladığı yolcu uçağı, Süleyman Demirel Havalimanı’na inişe geçtiğinde sırada Keçiborlu Türbetepe’de düşmüş, kazada 7 bilim adamı ile birlikte 57 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye’nin enerji devi olmasını sağlayacak toryumdan nükleer enerji projesinin mimarları, Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan’ın kazada yaşamlarını kaybetmiş olmasının yanı sıra Arık’ın asistanı Yrd. Doç. Bilge Demirköz’ün kayak yaparken kimliği belirsiz bir kişinin çarpması ile ağır yaralanması da olayların tesadüf olmadığını gözler önüne seriyor.


BU KAZA FETÖ ESERİ Mİ?
Türkiye nin yetiştirdiği en önemli bilim adamları ya ölüyor veya kaza geçiriyordu. Uçak kazası daha önce FETÖ’nün Isparta yapılanmasıyla ilgili hazırlanan iddianamede de geçmişti. Cep telefonundaki yaklaşık 5 dakika süren ses kaydına göre, FETÖ iltisaklısı olduğu öne sürülen Muammer Görgeç ile kimlikleri ‘ne hikmetse’ tespit edilemeyen iki kişinin Isparta’daki uçak kazasıyla ilgili konuştuğu ortaya çıkmıştı. Şüphelilerin Görgeç’e “Uçağı İsrailliler düşürdü. Ölen akademisyenler toryum üzerinde çalışıyordu. Çalışmalarda görev alan bir akademisyen uçakta yoktu. O akademisyeni bulup toryum bölgelerini tespit edelim” konuşması geçtiği ileri sürülüyor. Peki uçakta olmayan akademisyen kimdi? Arık’ın asistanı olarak bilinen Yrd. Doç. Bilge Demirköz müydü?

DOSYA RAFA KALKTI
Davanın ardından 12 yıl geçmesinin ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir kısım sanık için onama, bir kısmı için bozma kararı vermişti. Fakat olay tarihinden itibaren suçlarda zaman aşımı 12 yıl olduğu için kazanın üzerindeki sır perdesi kalkmadan, Türkiye için önemli yere sahip akademisyenlerin hayatına mal olan kaza dosyası rafa kalktı.


PEKİ NEYDİ BU TORYUM?
Kazada hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık ve onunla birlikte sır olan toryum projesi ile ilgili konuşan eşi Metin Arık, Türkiye’nin toryum yataklarını bildiği için değil, toryumdan nükleer enerji elde etme bilgisine ulaştığı için bilim adamlarının kurban seçildiğini öne sürmüştü. İşte Metin Arık’ın açıklamaları: “Rahmetli Engin, toryumdan nükleer enerji üretimine kafayı takmış durumdaydı. ABD ve İsrail, Türkiye’nin nükleer güç olmasını istemedi. Toryumun yüksek enerji hızlandırıcısı ile uranyum 233’e dönüştürülmesi üzerinde çalışıyordu. CERN’de yapılan deneylerde sistemin prensiplerini anlamıştı. Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi 2006 yılında bunun üzerine hayata geçmişti. Toryumu yakmak için proton hızlandırıcı gerekir. Eşim, proton hızlandırıcının yapılmasına öncülük edecek bilgiye sahipti. Projenin durdurulmasını isteyen bir el harekete geçti. Uluslararası Danışma Kurulu’nda yer alan bazı Türkler proton hızlandırıcı projesine karşı geldiğinden söz konusu proje kadük kaldı. Uluslararası Danışma Komitesi’nde, ABD’de görev yapanlar, isimler varsa görev yerleri, bağlantıları araştırılmalı. Proton hızlandırıcısından vazgeçtiğinizde toryumdan nükleer reaktör yapmaktan vazgeçmişsiniz demektir. Bana göre Engin ve bilim insanları en az dikkat çekecek şekilde ölüme gönderildi. Düşmeye hazır, arızalı bir uçakla sabotaj gerçekleştirildi. Sözlerim komplo gelebilir ancak karanlık noktalar aydınlatılmadıkça şüpheler devam edecek. Bugün Türkiye’deki pek çok nadir metalleri ayrıştıran işletmelerin bir köşesinde birikmiş toryum bulabilirsiniz. Piyasada toryum bulmak zahmetli bir iş değil. Toryumu, nükleer reaktör için kullanmanıza izin vermezler. Teknoloji olmadan toryumun hiçbir anlamı yok. Kritik olan bu elementi, Uranyum 233 haline dönüştürmeniz. Engin, bunun nasıl yapılacağını, yani sırrı bilen tek Türk vatandaşıydı.”


GELELİM BUGÜNE…
28 Şubat sürecinde sahte şeyh olarak ülke gündemini işgal eden Ali Kankancı’nın eski eşi Emire Ersoy Kalkancı’nın Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kardeşi olduğunu geçtiğimiz günlerde GazeteAkdeniz.com.tr  'de yayınlamıştık. Bakan Ersoy’un 2004 yılında ikiz kardeşi ile birlikte alıp yönettiği Atlasjet uçağının büyük bir projeye imza atabilecek bilim adamlarının ölümüne neden olduğu iddialarını yeniden gündeme getirdi. Kazada düşen 1994 yılında üretilen McDonnell Douglas MD-83 tipi uçağın Atlasjet tarafından 20 Mayıs 2005'te kendi filosuna katılan uçak, bir dönem Türk Hava Yolları'na da kiralandı. 29 Temmuz 2007'de uçuş ekibiyle birlikte kiralanmıştı.


ERSOY DÜN SUSTU, 7 YIL SONRA KONUŞTU
30 Kasım 2007’de 57 kişinin öldüğü uçak kazasıyla ilgili 2014’te yapılan 26’ncı duruşmada, tutuksuz olarak yargılanan Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Ali Murat Ersoy ifadesinde, "Bu uçağın yere yaklaşım cihazı kazadan 15 gün önce arızalanmış. Tüm pilotlar bunu bilerek uçmuşlar. O nedenle hem merhum pilotlar, hem de hayatta olan diğer pilotlar ile Word Focus’un ilgili yönetim kademesiyle teknisyenleri, bilinçli taksir suçunu işlemişlerdir" diyerek tepki çekmişti. Uçak kazasında ölenlerin avukatlığını yapan Şehnaz Doğan Yüzer, "Bizim 7 yıldır söylediğimizi şimdi Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı söylüyor. Bu kazada bizden sürekli bilgi ve belge gizlendi. Burada olayların üzeri örtülmeye çalışıldı. Bugün ilk kez Atlasjet Başkanı konuştu. Bugüne kadar susup şimdi niye konuştu diye soruyorsunuz. Açıkça söyleyebilirim ki mahkeme bilinçli taksirden yargılama yolunu açınca, bu tür ifadeler ortaya çıkmaya başladı. Bütün yanlışlıklar eksiklikler yavaş yavaş ortaya çıkacak" dediği davanın zaman aşımına uğramasına rağmen, konunun gündemden düşmemesi manidar.


KİMLER YARGILANDI?
Uçak kazası davasında dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, kaza tarihinde genel müdür yardımcısı olan Oktay Erdağı, World Focus Havayolları Genel Müdürü Aydın Kızıltan, firma çalışanları Yavuz Yaşar, İsmail Taşdelen, Fikri Zafer Dinçer, Faruk Çağımnı, Şahin Tufan, Necati Küçük, Sinan Sevinç, Fevzi Yavuz ve Reşat Atalay ile Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ali Ersoy, firma yöneticileri Tuncay Doğaner, Mehmet Şerif Erbilgin, Yavuz Çizmeci, Zeynel Gündoğ ve kazanın olduğu tarihte havalimanında hava trafik kontrolörü olarak görev yapan Hilmi Tülemen, sanık olarak ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçundan 2 ila 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılandı. Yargılananların içerisinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ikiz kardeşinin olup, kendisinin olmaması da dikkat çekiyor.


‘RÜŞVET’ İLE GÜNDEME GELMİŞTİ
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AKP’li Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan’a yönelttiği ‘rüşvet’ suçlaması ile gündeme gelip, uzun süre ülke gündemini meşgul etmişti. Şu ana kadar bahsi geçen rüşvet ile alakalı ne AKP İl Başkanlığı, ne AKP’li Antalya Milletvekilleri ne de Genel merkezden herhangi bir açıklama yapılmadı. Öte yandan sahte şeyhin kayınçosu olduğu ortaya çıkan Bakan Ersoy’un Atlasjet ile, Atlasjet’in de Nükleer enerji projesinin mimarları olan 7 bilim adamının ölümüyle sonuçlanan kazada adının geçmesi şimdiden kamuoyunu rahatsız etmeye başladı.

Araştırma ve Haber : Mehmet AKYOL

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteakdeniz.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.